Eğlencenin En Yeni Adresi
Eğlencenin En Yeni Adresi
Eğlencenin En Yeni Adresi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Eğlencenin En Yeni Adresi


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
xxxBilimxxx Upload
GOOGLE ARAMA MOTORU
Reklam Agaci

 

 xxxBilimxxx

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
xXTipiXx
Yönetici
Yönetici
xXTipiXx


Mesaj Sayısı : 145
Yaş : 30
Nerden : istanbul
Ruh hali : xxxBilimxxx Centil10
Takım seçimi : xxxBilimxxx 1447
Points : 10
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 11/10/08

xxxBilimxxx Empty
MesajKonu: xxxBilimxxx   xxxBilimxxx Icon_minitimePaz Ekim 19, 2008 8:31 am

Bilimin tarihi süreci
İlk zamanlar
İlk
çağlardaki filozofların dünyayı ve etrafı anlamaya çalışması, merak
duyguları, belirli kriterlerin doğmasına ve bunların çeşitli
ideolojilere dönüşmesine yol açmıştır. Bilimin temelleri atılıncaya
kadar, tartışma ve deney olgusu insanlar tarafından geliştirilmiş ve bu
bir arayış haline dönüşmüştür. Deneyin ve sonucun klişe haline gelmesi
bilimin artık istenilebilir düzeye gelmesini sağlamıştır. 19. yy a
kadar gelişme kateden bilim aslında kendi içinde bir savaş vermiş,
birçok özgün araştırmacı, düz mantıkla hareket eden ortaçağ liderlerine
yenik düşmüştür. Aristo'nun fiziğinden daha farklı düşüncelere sahip
olan Galileo kendi zamanının bilim adamlarıyla ters düşmeye başlamıştı.
Bilim, tarihi sürecinde bu tip sahnelere sürekli tanık olmuş, deney ve
gözlem sonucunda çöken kanunların yerini başkaları almıştır.


Nicolaus
Copernicus, dünyanın ve diğer gezegenlerin, güneş etrafında
döndüklerini açıklayarak astronomide yeni bir dönem başlatmıştır.
Astronomi ve Fizik
Astronomi,
bilim dalları arasında en eski olanlardandır. İnsanların gökyüzüne olan
ilgisi, yukarıda asılı duran cisimleri incelemeye itmiş ve teleskopun
bulunmasıyla bu gözlemler daha etkin bir hal almıştır. Babil'li olgusal
astronomlara nazaran Yunan astronomları, matematiksel ayrıntıları
özümseyerek bu bilimin gelişmesinde temel noktaları oluşturmuşlardır.
Polonyalı bir astronom olan Nicolaus Copernicus, dünyanın ve diğer
gezegenlerin, güneş etrafında döndüklerini açıklamıştır. Bu astronomi
biliminde yeni bir dönem açılmasına sebep olmuştur. 1671 de ilk aynalı
teleskopu yapan matematik ve fizikçi Isaac Newton uğraştığı bilim
dallarının gelişmesine çok fazla katkıda bulunmuş diferansiyel ve
integral hesabın temellerini atmıştır. Ayrıca Newton'un 5 Temmuz
1687'de yayımladığı, Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri[3] kitabı
Klasik mekanik'in temellerini oluşturan Newton'un hareket kanunlarını
ve Kütleçekim kanunu gibi önemli konuları içerir.

Matematik ve Geometri [
Kesinlik
taşımayan bilgilere göre matematik ve geometrinin başladığı yer olarak
kabul edilen Mısır, buradaki toprakların Nil nehrinin taşkınları
sonucunda belirsizleşen toprak sınırlarının devlet tarafından
görevlendirilmiş geometriciler tarafından belirlendiği ve bu bilimin
temellerinin bu sıralarda atıldığı sanılmaktadır. Örneğin; Mısırlılar,
dairenin alanının çapına orantılı olduğunu saptamışlar ve pi sayısını
bulmuşlardır. Hesaplama sistemleri sayesinde tarımla ilgilenen halk
kişisel fayda elde ediyor dolaylı olarak da bu bilim gelişmiş oluyordu.
Yunan
matematiğinin en önemli isimlerinden olan Tales'in geometriyi, Mısır'da
kaldığı süre içerisinde öğrenmesi ve bu bilimi etrafındakilere
öğretmesi sonucunda gelişme devam etmiştir. Sayıların babası olarak
anılan Pisagor'un ünlü teoremi[8] onu zamanının en büyük bilim adamları
arasında hatırı sayılır bir yere getirmiştir.


Tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrates.
Tıp
Bilimin
tıp alanındaki ilk gelişmeleri Asya kıtasında gerçekleşmiştir.
Hindistan, Mısır, Çin, İran ve Yunanistan'da tıp sistematik bir biçimde
gelişmeye başlamış ve bir bilim dalı olarak insanlığın en büyük
sorunlarından biri olan sağlık alanındaki gelişmeler yüzyıllar boyu
sürmüştür.
Hipokrates'in hastalara büyü ve batıl inançlarla bezeli
bir tedavi sunmak yerine, iyileştirici etkileri kanıtlanmış tedavi
yöntemlerine başvurmaya başlaması, tıp biliminde hasta öneminin
kavranmaya başlamasına sebep olmuştur. İlk başlarda bölgelere göre
farklılık gösteren tedavi yöntemleri, son iki yüzyıldır modernleşmeye
başlamış ve genel anlamda ortak bir çabaya dönüşmüştür. Avrupa'daki
salgınlardan sonra daha fazla gelişme kateden tıp bilimi, günümüzde
genetik çalışmalarının gelişmesiyle çok üst düzeylere ulaşmıştır.
Biyoloji
Bir
bilim dalı olarak 19. yüzyıla kadar şimdiki alt dallarıyla gelişen
biyoloji, canlıların tüm özelliklerini inceleyen bir sistemidir. Başta
insan olmak üzere, bitkileri inceleyen botanik, hayvanları inceleyen
zooloji, mikroorganizmaları inceleyen mikrobiyoloji gibi alt dallara
ayrılır.
Biyolojinin temellerinden sayılan modern evrim teorisi,
Charles Darwin[9] 'in görüşlerinin üzerine inşa edilmiştir. Darwin,
Türlerin Kökeni[10] , İnsanın Türeyişi, ve Cinsiyete Mahsus
Seçme[11][12], İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi [13] eserlerinde
görüşlerini belirtmiştir. Manastırın bahçesindeki bezelyeleri
birbirleriyle eşleştirerek genetik bilimin temellerini atan Gregor
Mendel klasik genetik kanunlarının yapıtaşlarını oluşturmuştur.


Batı felsefe tarihine dinamik bir felsefi sistem yerleştiren Heraklitos.
Felsefe
Gerçek
ve varlığın amacını soruşturan felsefe sistematik düşünmeyi
gerektirmektedir. Klasik antik çağ felsefesiyle başlayıp, Thales[14],
Anaximenes[15],Pythagoras[16], Demokritos[17], Gorgias[18],
Empedokles[19], Heraklitos[20], Parmanides[21], Sokrates, Plotinos[22],
Platon[23] ve Aristoteles[24] gibi filozoflar, gitgide gelişen ve
şekillenen felsefi soruların şekillenmesini sağlamışlardır. Din odaklı
Ortaçağ felsefesinde Hristiyanlığın kendisine bir aracı olarak
kullandığı felsefe, Tanrı, bilgi, inanç eksenlerinde yoğun şekilde
kullanılmıştır. Aydınlanma Çağı'nda yapılan felsefede akıl ön plana
çıkmıştır. Düşünce sistemindeki temel görüş, insan aklının aydınlattığı
kesin doğrulara ve bilgiye doğru ilerlemektir. Geçiş dönemi felsefesi
olarak bilinen Rönesans felsefesi, bilimde ve düşünce sistemindeki yeni
gelişmelerin yer aldığı bir dönemi kapsar. Yeniden doğuş manasına gelen
rönesans, önceki çağlardan çok farklı bir düşünce sistemine geçişin
köprüsü konumundadır.
Günümüze doğru


Nobel ödülünü aldığı yıl Albert Einstein (1921).
20.
yüzyılın başlarından itibaren bilimdeki ilerlemeler büyük hız kazanmış
ve akademik çevrenin, daha elverişli bir araştırma ortamına kavuşması
bu ilerlemeyi tetiklemiştir. Bilimle uğraşmak bir prestij haline
gelmeye başlamış ve etkilerini göstermeye başlamıştır. Alfred Nobel'in
vasiyeti üzerine 1901'den itibaren verilen Nobel Ödülleri bilimin
prestij yönünü sergiler.[25][26] Bu tip ödüllerle, bilime olan teşvik
arttırılmakta ve araştırmalar için gerekli paralar sağlanmaya
çalışılmaktadır.
Bilimin modernleşmesine katkıda bulunanlar
Radyolojinin
kurucusu olan Marie Curie'nin bilime yaptığı katkılar kimya alanında
büyük yankı uyandırmıştır. Radyoaktivite alanındaki çalışmaları ona,
1903 yılında fizik alanında ve 1911 yılında kimya alanında Nobel
kazandırmıştır.[27][28] Albert Einstein'in Alman Annalen der Pysik
dergisinde yayınlanan Işığın oluşum ve dönüşümü üzerine bir görüş,[29]
Molekül boyutlarının yeni bir belirlemesi[30] ve Hareketli Cisimlerin
Elektrodinamiği[31] başlıkları altındaki makaleleri fizik bilimi için
yeni bir sayfanın açılmasına sebep oluyordu. Genel görecelik ve Özel
görecelik, Einstein tarafından fiziğe sunulan en karışık ve en gizemli
teorilerden sayılır. Halen tartışmalara sebep olsada yüzyılın en önemli
bilim adamlarından sayılan Einstein, 1921 de Fotoelektrik etki olayına
getirdiği açıklama ile Nobel Ödülü'ne layık görülmüştür.[32] [33]


20. yüzyıl matematiğinin yönünü değiştiren Godel
Çocukluğundan
itibaren matematiğe olan katkıları, Carl Friedrich Gauss'u bu bilimin
yapıtaşlarından biri haline getirmiştir.[34]Gauss, sayılar kuramı,
analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, manyetizma ve astronomi
konularında önemli katkılar yapmıştır. Matematik alanındaki
ilerlemeler, Gauss'tan itibaren daha farklı bir hal almaya başlamış ve
onun öğrencilerinden olan Bernhard Riemann'ın oluşturduğu geometri
sayesinde izafiyet teorisi gelişmiştir.[35]
Kurt Godel'in Eksiklik
Teoremi matematikte çok önemli bir yere sahiptir. Godel, 20. yüzyılın
matematik bakış açısını değiştiren teoremini, Principia Mathematica
Gibi Dizgelerin Biçimsel Olarak Karar Verilemeyen Önermeleri
Üzerine[36] başlığı altındaki doktora makalesinde belirtmiştir.
1953
yılında DNA'nın yapısını bulan bilim adamları Francis Crick[37], James
Dewey Watson[38] ve Maurice Wilkins[39], genetik alanındaki gelişmelere
büyük katkıda bulunmuşlardır. Genetik bilgiyi taşıyan DNA nın çözümü,
yüzyılın en önemli bilimsel çalışmalarından birisidir. Genetiğin yeni
teknolojik şartlarda ilerleme kaydetmesiyle hastalıkların daha
oluşmadan tespiti mümkün olabilecektir.
Modernleşmede kullanılan metodlar




Bir mikroskop
Bilimin
ilerlemesi ile gerekli mekanizmalar çoğalmış ve yeni metodlar ortaya
çıkmıştır. Neredeyse her alanda kullanılmaya başlanan teknoloji,
sayısal bilimlerin en büyük yardımcılarından biri haline gelmiştir. Son
zamanlarda tıp, genetik ve moleküler biyoloji alanında gösterilen
ilerlemede teknolojinin payı büyüktür. İlk zamanlara baktığımızda fizik
ve kimya laboratuarlarında kullanılan basit aygıtlar temel taşların
oluşmasına yardımcı oldularsada, yeni dönem biliminin en üst seviyedeki
araçları kullanması ilerlemeyi hızlandırmış ve günübirlik hale
getirmiştir.
Mikroskopun geliştirilmesiyle oluşturulan Elektron
mikroskopları bilimsel araç açısından önemli bir ilerlemedir.
Koşulların oluşmasıyla beraber artan sistematik düzen, bilimin
ilerlemesine katkı sağladığı gibi insanlık içinde önemli gelişmeleri
beraberinde getirmektedir. Teleskopun[40] ilk günlerinden beridir
geçirdiği evrim uzayın derinliklerine ulaşmamızı sağlamış ve karanlık
bilinmeyenin içindeki sırları çözmemize yardımcı olmuştur. Bilgisayar
teknolojisinin gelişmesi bilimin fayda alanına giren bir başka
sistemler yumağını oluşturur. Bilgisayar yardımıyla kolaylaşan
analizler ve doküman hatlarına kolay şekilde ulaşılması, yapılan
bilimsel çalışmalarda zaman kazancını sağlar. Bu zaman kazancı tıp
alanında önemli bir faktördür, hastalıkların teşhisi ve tedavi
yöntemlerinin hemen geliştirilmesi çok önemlidir.
Son yüzyılda yapılan önemli bilimsel gelişmelerin kronolojisi

1905
Özel Görelilik
Albert Einstein
Almanya

1911
Rutherford Atom Modeli
Ernest Rutherford[41]
Yeni Zelanda

1913
Bohr Atom Modeli
Niels Bohr[42]
Danimarka

1916
Genel Görelilik
Albert Einstein
Almanya

1926
Schrödinger Denklemi
Erwin Schrödinger[43]
Avustralya

1927
Belirsizlik İlkesi
Werner Heisenberg[44]
Almanya

1928
Penisilin
Alexander Fleming[45]
İskoçya

1931
Eksiklik Teoremi
Kurt Godel
Avusturya

1932
Nötron
James Chadwick[46]
İngiltere
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumcular.benimforum.net
Barbie_girl
Paylaşımcı üye
Paylaşımcı üye
Barbie_girl


Mesaj Sayısı : 512
Yaş : 31
Nerden : Mars
Ruh hali : xxxBilimxxx Delibo10
Points : 107
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 07/02/09

xxxBilimxxx Empty
MesajKonu: Geri: xxxBilimxxx   xxxBilimxxx Icon_minitimeÇarş. Şub. 11, 2009 3:06 pm

bilgiler için saol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
xxxBilimxxx
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Eğlencenin En Yeni Adresi :: Bilim-Tarih :: Bilim-
Buraya geçin: